Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Aynı Konteyner Kentte Hem Yaşamak Hem De Çalışmak Nasıl Bir Şey Olurdu?

"Evimiz ve işimiz olan yerlerin güvenliğini sağlaması amaçlanan tel örgülere açıldı kapılarımız." 6 Şubat Depremleri’nden sonra konteyner kentler kurulana kadar insanlar çadır kentlerde yaşıyordu ve biz de çadır kentte kalıyorduk. Çalıştığımız kurum çadırda kalmamamız için depremin ilk ayında mobil karavanlar getirdi ve ekip arkadaşlarımızla birlikte çadır kentin içinde mobil karavanlarda kaldık. Aynı depremi yaşadığımız insanlar…

Read More

“Hatırımda Kalanlar”-Pelin Karataş

Kendimi nasıl tanıtacağımı bilemediğim günlerden geçiyorum. Kelimeler zihnimde uçuşuyor gibi.. “Ben kimim aslında?”, “Ben şu anda kimim?”... Önceden, bu yaşanılanlardan önce kimliğim daha somut bir haliyle zihnimde oluşabiliyordu. Ama şu anda kim olduğumu kendime daha sık sorar hale geldim. Şöyle başlayabilirim galiba, Haziran ayında Ankara’ya taşındık ve bir buçuk haftadır yeni bir…

Read More

İyileştirici Bir Güç olarak: Hatırlamak

Fotoğraf: Kazım Kızıl   Üzerinde yaşadığımız yeryüzünde birçok yıkıcı afet yaşanmıştır. Yaşanan bu olaylar sonrasında hatırlama eyleminin iyileştirici bir yanı da bulunmaktadır. Her kültürde farklı semboller olmakla birlikte yaşananları hatırlamak ve hafızayı canlı tutarak iyileştiriciliği artırmak hatırlamanın önemli bir yönüdür. Afet Psikolojisi Platformu olarak hatırlamanın iyileştirici gücüne, hatırlamanın farklı biçimlerine, afetler sonrasında hatırlamak ve anmak…

Read More

”Roj”

Ben Roj, 5 Şubat akşamı annemle, babamla ve kız kardeşimle görüntülü konuşarak sabah görüşmek üzere telefonu kapattım. Bir daha onlarla hiç konuşamadım. Onlara hiç ulaşamadım… Adıyaman’da koşu parkının yanında ben aynı anda annemi, babamı ve 18 yaşındaki kız kardeşimi, bir sokak ötede kuzenimi, eşini, iki kızını, komşularımı, arkadaşlarımı, akrabalarımı, onların sevdiklerini, anılarımı, memleketimi ve çocukluğumu…

Read More

Berna Yiğitbaş

Fotoğraf: Kahramanmaraş’ta depremi yaşayan teyzenin hediyesi, Psk. Damla Özyaşamış’ın kadrajından.   Belleğimde hala canlı olan şey kaybettiğim insanların yüzleri, sokakların renkleri ve süreç boyunca yaslarına eşlik ettiğim insanların özleminin her defasında benim özlemlerime karışıp koca bir boşluğa dönüşmesi. Duyulmasını istediğim şey, insan onuruna yaraşır bir ömür için daha fazla yan yana gelmeye, öfkemizi doğru yere…

Read More

”Bir Sohbet Bir Sofra”-Özgür Demir & Gülşah Sütlüoğlu Röportajı

Özgür Demir & Gülşah Sütlüoğlu  Özgür üniversite yıllarında fotoğrafçılık kulübünde en çok takıştığım arkadaşlarımdan biridir. Hala aynı fikirleri başka türlü savunduğumuza inanırım ve yıllar geçtikçe ne kadar yakın mahallelerin çocukları olduğumuzu anlıyorum. Bunu anlamak önemli, çünkü birbirimizin farklılıklarına duyduğumuz saygı kadar insan oluyoruz ve bir arada kalıyoruz. Bugünlerin en önemli çıkışı birliktelik ve dayanışma diye…

Read More

İrem Asya Şallı

‘’İyileşecek yaraları olduğu sürece, geçmiş bugün olarak kalır.’’  (‘’Gül Bahçesi’’ (The Rose Garden) Filminden) Etkileri birbirinden farklı birçok deprem haberine tanık oldum bugüne kadar fakat hayatımda bir depremi hiç direkt olarak yaşamadım. Psikoloji eğitimim süresince ya da mezuniyetimin ardından bir afet bölgesinde de hiç görev almadım. 6 Şubat Depremleri’ne kadar… Deprem haberleri telefonumun ekranına düştüğünde uykuya…

Read More

Rukiye Okutan

Deprem sonrası Adıyaman Merkez’de görev yaptım, hafızamda bir çok hatıra var ancak birkaç tanesi hiç unutulacak gibi değildi benim için. Çalıştığımız enkazdan çıkarılan babanın kızı, feryatlarla eşi ve çocuğu ile gelirken elinde iki tane 1,5 litrelik su şişesi vardı. Babasını görmek istedi, izin vermediler ancak suları göstererek ‘’Babamın yüzünü yıkayacağım’’ diyerek ortalığı birbirine kattı. O…

Read More

Yeşim Ünal

"Şubat’ın altısı… Sabahın daha ilk saatlerinde dördüncü seviye denilince televizyonda depremin etkisine, az çok afet çalışan herhangi birimizin yaşayacağı şey oldu; içimde kocaman bir ‘eyvah’la, usulca bıraktım elimdeki kumandayı." Biliyordum ki önümüzdeki günler beter, çok beter günlerdi. Bir yandan sevdiğim, tanıdığım insanlara ulaşayım derken bir yandan hangi birine yetişeceğimizi şaştığımız günler. Telefonun ucunda, sahaya giden…

Read More

Cehennem Neyi Düzeltecek?

Soruyu ben değil de Dostoyevski soruyor, rol çalmış olmayayım. Bence doğru soruyor. Ceza Dünyası neyi değiştirecek bu saatten sonra? Depremin ardından geçen 410. Gün itibariyle yazıyorum. Ancak yetişebildim, ancak güç bulabildim. Neyi kurtarabildim? Kaç kişiye dokunabildim? Annemin tutulan dilini çözebildim mi dört yüz on gündür? Yüksek sesle Tanrı’yı şahit olmaya çağıran Arapça’ya tıkayabildim mi kulağımı?…

Read More

Enes Özgültekin

Şubat’ın 6’sında kar yağışının heyecanını yaşarken gece uyumadan önce  yarının programını yapmıştık oysa ki… Deprem olduğu gece sabah saat 04.00 sularında odamda sallandığımı hissederek uyandım. Acı bir tat vardı odamda. Önceki gibi basit bir deprem olmadığını anlamıştım. Binadan gelen çatırtı sesleri, şiddetlenen depremde durumun iyice kötüye gittiğini gösteriyordu. Bizim daha önce yaşadığımız depremde soldan sağa…

Read More

Anonim III

“AFAD tarafından belirlenen bir ekiple gönüllü olarak İstanbul’dan Hatay’a gittik. İlk günün akşamında bölgedeydik. O akşam karanlık nedeniyle şehri tam olarak görmediğimiz için olayın büyüklüğünü çok idrak edemedim. Sabah olduğunda arama kurtarma ekibiyle enkazların olduğu alanlara gittik. Şehrin o halini görünce insan dehşete kapılıyor. İlk gittiğimiz akşam lojistikteydim. İnsanların çaresizliği anlatılabilir gibi değildi. Kendim de…

Read More